2

Sultan II. Abdulhamid ve Filistin

Posted by Trevanian on 04:28 in , , ,

Bu blogda okuyup, izleyip, dinleyip beğendiğim fakat pek göz önünde olamamış eselerden de bahsetmek istiyorum. Bu seferki bir kitap. Gündemi uzunca bir süredir meşgul eden bir konuyla alakalı olduğu için seçtim. Birkaç yıl önce Sultan Ahmet'teki kitap fuarında bulduğum "Sultan II. Abdulhamid ve Filistin" kitabı.

Yazarı Refik Şakir en-Nedşe, bir Arap. Çok iyi eğitimli, Yasser Arafat'ın el-Fetih'inde önemli görevler almış, Filistin'de Çalışma Bakanlığı, Tarım Bakanlığı yapmış bir insan.

Biz İsrail'in kuruluşu, Filistin,II. Abdulhamid, İttihat ve Terakki ,Osmanlı'nın son dönemi vb konulara kendi penceremizden yeterince baktık, irdeledik ve tartıştık. Araplar'ın bu olaylara nasıl baktığını öğrenmek için güzel bir fırsat bu kitap.


Mesela biz Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'ya bir isyankar bir hain gözüyle bakarız, en-Nedşe işe Mısır'da başta askeri olmak üzere birçok konuda büyük başarılar gösteren Kavalalı'ya İç Anadolu'ya kadar gelmişken saltanıda ele geçirebilecek ve "Hasta Adam"ı yeniden ayağa kaldırabilecek bir kişilik olarak bakıyor. Avrupalı'ların Osmanlı'ya Kavalalı'yla mücadelede yardım etmesini, "Hasta Adam"ı çoktan paylaşan emperyalistlerin hesaplarını bozabilecek bir adamın önünü kesmek için yaptıkları bir hamle olarak görüyor.

Şimdi bizi "Araplar sizi sattı" diye kışkırtanlar Araplar'ıda " Türkler sizi sömürdü, dilinizi kültürünüzü öldürdü" diye kışkırtmışlar. Duygular karşılıklı... İttihatcıların ırkçılığa varan tutumlarının, yabancıların okullarında yetişmiş adamlar tarafından alevlendirilen arap milliyetçisi/ırkçısı hareketlerin elini nasıl güçlendirdiği güzelce ortaya konmuş kitapta.

Asıl konu olan Filistin'e gelirsek, yazar II. Abdülhamid'in Filistin için verdiği mücaledeleyi tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Theodor Herzl'in Abdülhamid'i ziyareti, yabancıların baskısı, Yahudi göçüne dair konulan yasaklar, toprak satışları, Sultan'ın Kudüs'ü Suriye den alıp direk Bab-ı Ali'ye bağlaması konularında ilginç bilgiler var.

II. Abdülhamid'in tahtan indirilmesinde de o başta olduğu sürece başarılı olamayacağını anlayan siyonistlerin oynadığı rol de uzun uzun anlatılmış. İttihad ve Terakki'nin siyonist ve sabetayistlerle olan ilişkilerinden bahsedilmiş. Hatta kitapta benim daha önce duymadığım şu sözü var Enver Paşa'nın;

"Biliyor musun Cemal;

Biz, Sultan Abdülhamid'i tanıyamadık ve siyonistlere alet olduk"

Yazar aslında Arap dünyasındaki Osmanlı ve Türk karşıtlarını da karşısına alıyor. Osmanlı'nın ve Abdülhamid'in bir Yahudi devleti projesine karşı elinden geldiğince direndiğini ve bunu tüm Araplar'ın kabul etmesi gerektiğini dile getiriyor finalde..

Ortadoğu'da olanlarla, Osmanlı - Arap ilişkileriyle, Yahudiler'in Filistin'e yerleşme ve kök salma süreciyle ilgilenenlerin ufkunu açacak bakış açısını genişletecek kıymetli bir kitap bence.

|

2 Comments


Servet-i Fünun edebiyatı işliyoruz okulda. II. Abdülhamit Han'a bir sövmedikleri kaldı. Okulda Edebiyat hocalarımız II. Abdülhamit'ten bahsederken -bit kadar tarih bilgileriyle- sizin de bahsettiğiniz gibi siyonistlerin ve İslam düşmanlarının(II. Abdülhamit'in izlediği panislamizm politikasından dolayı) kullandığı dili kullanıyorlar.

İstibdat, yazarların psikolojisini bozmuşmuş da. Karamsarlığa sürüklemiş de... Avrupa özentiliği yapmışlar, onu da ellerine yüzlerine bulaştırmışlar, gerçek bu.

Abdülhamit Han en sevdiğim Osmanlı padişahıdır ve "akıllı adam" denince aklıma gelen ilk insanlardan biridir.

Kitabı bulmaya çalışacağım. Teşekkürler.


II. Abdülhamid neticede amcasının boğazlanarak tahttan indirilişine şahit olmuş ve bu psikolojiyle tahta geçmiş bir insan. Paranoyasında bile bir yere kadar haklıdır bence. Neticede 33 yıl iktidarda kalmış. Bu kadar uzun bir yönetimin "kusursuz" olmasını beklemek doğru olmaz. Eleştirilmesi gayet normal ama bugün baktığımızda eleştirinin ötesinde Abdülhamid üzerinden bir hesaplaşma psikolojisi ve insafsız bir saldırı görüyoruz. Onun döneminde "İstibdad" dan dem vuranlar akabindeki istibdadı, aleni cinayetleri, faili meçhulleri hiç ağızlarına almıyorlar ki bu namuslu bir yaklaşım değil.

Kıznın söylediği bir söz var ki en güzel o özetler bence abdülhamid dönemini. Şöyle diyor "Osmanlı zaten batmaya yüz tutmuş bir gemiydi, babam en azından onu kıyıya çekti"

Copyright © 2009 BoŞ MuHaBBeT ; Hiçbir hakkı saklı gizli değildir, ortalık malıdır