HABER aynen şöyleydi:

“Dünya Sağlık Örgütü, domuz gribi nedeniyle çocuklara ve yaşlılara haccı sakıncalı gördü. Ankara ise ‘İngilizler eylüle kadar aşıyı bulur, biz de on milyon adet alıp hacıları göndeririz' diyor...”

İngilizler aşıyı bulamazsa?...

Hacca gidemeyecekler...

(........)

O soruyu yine sormalıyım:

Neden koca İslam âleminin; insanlık yararına, insanların yaşamını kolaylaştıran, insanlığa hizmet sayılan bir tek buluşu-icadı-keşfi yok?...

Neden?..

*

Tam da yukardaki haberin yayınlandığı gündü; AKP iktidarı ile onun eteğine yapışmış YÖK üyeleri, katsayıları değiştirerek imam-hatiplerin önünü açtılar...

İmam olarak yetiştirilenler tıp adamı da olabilecekler, uzay bilimcisi de, atom mühendisi de...

Dünya ulusları, buluşlar ve yeni yöntemlerle yarışırken... Ve dünya her gün bir önceki güne benzemezken, imamt yetiştirip ondan doktor, mühendis, vali, yargıç, bilgisayar mühendisi yapmaya kalkarsanız böyle olur...

Beklersiniz; ibadet etmek için İngilizin aşısını...

Yuh artık Bekir Çoşkun. Oha, çüş artık Bekir Çoşkun. % 40 ın 10 -15 i senin gibi adamlara kızıp AKP'ye oy veriyor. Adam resmen modern sofist. Ufak tefek hamlelerle mantığı güme getirdiğini sanıyor. Kendi siyasi ve ideolojik hesaplaşmaların için koca İslam âleminin geçmişini karalamaya kalkmak biraz ayıp olmuyor mu? Sorduğun "Neden?" sorusunun öncesinde doğru kabul ettiğin önermenin saçmalığını sana ortaokul öğrencilerinin bile ispatlayabileceğini bilmiyor musun?

Kurduğun sofist algoritmasıyla domuz gribinin aşısını müslümanların değil ingilizlerin bulmasını imam-hatiplere katsayı engelinin kaldırılmasıyla bağdaştırmışsın. İmam-hatipliler doktor - mühendis olursa ilerleyemezsiniz demişsin. Şu anki akademisyenlerin, mühendislerin, doktorların yargıçların ve öğrencilerin çoğu imam-hatipli değil be Bekir Çoskun. Bugünkü bilimsel sığlığın hesabını arak tezleriyle Prof titri taktığı söylenen Kemal Alemdaroğlu gibi rektörlere, intihalci ama ilerici! bilim adamlarına sorman gerekmez mi ?

Atatürk'ten sonraki dönemde genelde köşe başlarını senin zihniyetindeki ilerici!lerin tuttuğu Cumhuriyet döneminin insanlık yararına, insanların yaşamını kolaylaştıran, insanlığa hizmet sayılan bir tek buluşu-icadı-keşfi yok?... Neden? diye sormazlar mı adama Bekir Çoşkun? Yobaz yobaz denilmekten gına gelmiş bir hacı amca "Fezaya çıktınızda paçanıza mı yapıştık ?" demişti bir zamanlar. Ben de sana sorayım o zaman "Siz fezaya çıktınız, domuz gribine aşı buldunuz da imam-hatipliler paçanızdan mı tuttu Bekir Çoskun?" Nedir kardeşim bu imam-hatiplilere yapılan cüzzamlı muamelesi? Devletin resmi eğitimin kurumunda eğitim alıp mezun olan gençlere hayatın her kademesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılsın sevdası? Şimdi Bekir Coşkun'lar mı modern demokratik, hümanist, bilimsel ve ilerici vizyona sahip insanları Türkiye'nin? Buna inanan birisi varsa saatlerce sabırla dinleyebilirim bana da izah etsin samimiyetle rica ediyorum....

|

Aryton Senna

Felipe Massa

Senna 1994 San Marino'da İmola Pisti'nde geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybetti Brezilyalı pilot. O'nun ölümünden sonra F1 de güvenlik çok daha fazla ön plana alındı. Lastik bariyerler koyuldu, kum havuzları yeniden yapılandırıldı, pistlerin karakterleri,araçların yapıları değiştirildi. Belki de ölümüyle birçok meslektaşının hayatını veya sağlığını kurtarmış oldu Senna. Hayata gözünü yumduğunda üç şampiyonluğu vardı. Yaşasaydı Schumacher bugünkü kariyerine ulaşamazdı diyenler çok. Schumi de zaten "keşke O yaşasaydı ben ikinci olsam da olurdu" diyerek nasıl bir karaktere sahip olduğunu göstermiş.

Massa da vatandaşı Senna gibi çok ciddi bir kaza geçirdi. Macaristan GP sıralama turları esnasında Barichello'nun aracından kopan bir parça kafatasını parçaladı ve sol gözüne hasar verdi. Hayati tehlikesi uzun sayılabilecek bir süredir devam eden Massa'dan iyi haberler geliyor. Doktorlar beyin tomogrofisinin sonucu güven verici demişler. Sol gözünde de görmesini engelleyecek bir problem yokmuş.

İki Brezilyalı pilot iki talihsiz kaza. Bu arada Barichello'da Brezilyalı. Tesadüf işte...Bizim basın pek sever Brezilyalılar disiplinsiz demeyi, yakında F1 yorumları da almaya başlarız belki : "Bu kadar Brezilyalı aynı pistte yarışmaz"

|

Savcı, 'Başbakan'ı protesto hakkınız var, yasal olarak bazı şekillerde de yapabilirsiniz ama kalkıp da Başbakan'a orta parmak gösteremezsiniz' dedi.

Orada savcıya orta parmak göstermenin yazılı bir kuralı mı var diye soracaktım ama vazgeçtim. Orta parmak göstermek Yunan mitolojisinde barış işareti olarak da kullanılıyor. O işareti yapmadığım halde, yapmışsam belki barış işareti olarak kullanmışımdır.

Metalci işareti yapmakla orta parmak göstermek arasında fark var. Yapmadıysan çıkıp kesinlikle yapmadım dersin herhalde. Yapmadım deyip bir taraftan da açık kapı bırakarak hareketi savunmaya kalkmak ciddi kuşku uyandırdı bende. Ayrıca her hareket, küfür teker teker literatüre geçirilmez. Hakaret kapsamına girmesi yeterlidir. "Senin anneni, bacını, gelmişini, geçmişini ....." bu cümlenin yazılı bir kuralı mı var ? Yok. O zaman serbest. O mitoloji ayaklarını filan geçelim. Şimdi meclisde biri çıkıp Deniz Baykal'a orta parmak gösterse "Baykal'a zeytin dalı uzattı , barış işareti yaptı" diye mi yorumlarsınız? Çocuk mu kandırıyorsunuz?

Şimdi Tayyip'i ve partisini sevsek de sevmesek de bir olayı anlatırken namuslu olmak lazım. "Kendi arasınde metalci işareti yapan gençler gözaltına alındı" demek başka " Başbakan'a orta parmak gösteren gençler gözaltına alındı" demek başkadır. Şu an bahsedilen iki senaryodan hangisi doğru tam olarak bilmeden birisinin üzerinden propaganda yapmak doğru değil.

Yalnız çocuklar orta parmak göstermiş bile olsa yapılan muamele kesinlikle yanlış bunu da söylemek lazım. Hakaret ettiyseler prosedür nedir tam bilmiyorum ama verirsin mahkemeye alırsın tazminatını. Ne hakla karakola götürüp hangi partiye oy verdin diye sorarsın ? Sana ne, kime ne elemanların hangi siyasi partiye oy verdiğinden veya oy kullanıp kullanmadığından? Aynısını Mersinli çiftçiye de yaptılar.

Ayrıca şu Gürsel Tekin'inde popüler olucam diye yaptığı ucuz siyaset onu belki partisinde biryerlere getirir ama daha fazlası olmaz yani. Fotoğrafta da metalci pozu vermeye çalışan İbrahim Tatlıses fanı gibi durmuş. Yeni bir trend başlatacak diye korukuyorum. Yarın birgün AKP nin İstanbul İl Başkanı çıkar uzun saçlı top sakallı gençlere rozet takıp "Metalci Açılımı" yapmaya kalkarsa şaşırmayın derim.

|

-Danone çocukları geri zekalı yapıyormuş ondan ucuza satıyorlar....

Evladım sağlık bakanlığı var o kadar gıda mühendisi var binbir türlü terane var ülkede, yalandır o

- Yok oğlum doğru, profesörün biri meyil atmış

Sana?

- Yok arkadaşa atmış da O forvırt etmiş bana,herkese söyleyin diyo

Oldu görürsem söylerim



-Seven evelen da pkk yı destekliyormuş....

Yuh artık, bari makul bişey salla da inanalım

- Yahu hocanın biri İngiltere'de imza kampanyasında görmüş diyorum internette var yazısı

pkk yı da Teksas da mı kurmuşlar bari? Başı Amerika'da diyosun yani bu işin?

- Yavaş da olsa anlıyorsun olayı : Dış mihraklar , renkleri de aynı pkk'yla

İkimizden biri renk körü bu kesin yani.



Önce başka markaları karalamakla başlayan akım hızlı bir değişim süreciyle gavurların "viral marketing" dediği sanırım bizimde bu isimle kullandığımız bir pazarlama tekniğine dönüştü. Ötekini aşağı çekmekten kendini yukarı çıkarmaya yöneldi olay. Lafı çevirip gittigidiyor'a getireyim. Malum e-bay satın aldı siteyi. Değişik ülkelerde viral reklamları var e-bay'ın ama benim izlediklerimin hepsinde bunun bir reklam olduğu açıkca belirtiliyor.


Bizde de "Eski sevgilime kapak olsun!" diye bir vidyo yapmışlar ama reklam olduğu "doğrudan" belirtilmemiş. Kız lafta intikam almak için elemanın uygunsuz fotolarının olduğu makinayı ve birkaç parça eşyayı 1 ytl den satışa çıkartıyor. Basında hemen atlamış, "Müthiş İntikam" haberi tadında hem gazetelere hem televizyonlara taşınmış olay.

Hadi sitenin yaptığı ahlaklı değil de kendine gazeteci deyip bunu haber yapanlara ne demeli? Kız güya zarar vermek istediği elemanın resmini yarım sadece saniye gösterip İhlas'ın kapı kapı gezip şofben pazarlayan elemanları gibi gittigidiyoru anlatmaya başlıyor. Uzatılan bir mikrofona en eğitimlisinin bile öznesi yüklemi yerinde iki cümle kuramadığı memlekette kız trt spikeri gibi ezberini şakıyor. Argolar bile TDK sınırları içinde. Ciddi bir kitlede kız tarafı ve oğlan tarafı olarak kamplaşmış haber ve vidyo yorumlarında. Güler misin ağlar mısın ?

|

|

Uzunca süre gizem ve bilim kurgu ihiyacımızın önemli bir kısmını karşıladı Mısır Piramitleri. Kerametleri sıralandı, ilk giren bilim adamlarının radrasyondan öldüğü, onları yapanların aslında ne kadar ileri oldukları, taşların nereden nasıl geldiği,mumyalar, mezar hırsızları, aya güneşe dünyaya göre konumlarından kerametler çıkarmalar, ,efsaneler,uzaylılar vesaire… Ama Mısır Piramitleri’nin popülaritesi açık bir şekilde git gide azalıyor. Keops’un taban alanıyla Sfenks’in kafasının eğrilik yarıçapının çarpımının logaritmasını aldığında bilmemne elementinin atom numarasını veriyor gibi bağıntılarla gizemli piramitler imajı güçlendirme çabaları atık pek başarılı olamıyor. Bir kelime bir işlemden keramet türetme olayından sıkıldı insanlar . Son yıllarda Amerika Kıtası’ndaki  Aztek ve Maya Piramit’leri listelerde yükseliyor.Piramit gizem, keşif  ilgisi bu kıtaya kaydı biraz.

Geçen hafta gündemde Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulümler vardı. Bu bölgenin ilginç bir özelliği daha var ki pek bilinmez aslında. Uygur Bölgesi’nde 100 den fazla piramit var.  Mısır Piramitleri’nin en büyüğü 100. metre yüksekliğindeyken burada 1 tane 300 metrelik piramit var mesela. Çin’in herkesce malum yönetim anlayışı sebebiyle dünya pek fazla bilgi sahibi değil bu piramitler hakkında.

Doğu Türkistan gündeme gelince  Google Earth’e girip şu piramitlere bir bakayım dedim.  Çinlilerle Türkler  piramitleri etiketleme üzerinden sahiplenme yarışına girmişler, bir piramitte 7-8 tane etiket var yani.

            

Çin piramitleri ve Türk Piramitleri diye ayrı ayrı aratıldığında çıkan sonuçlar (Büyütmek için tıkla)

            

Aynı Piramit Üzerindeki Farklı Etiketler

Uygur Bölgesindeki Piramitler anlatılana göre II. Dünya Savaş’ında O bölgede alçak uçuş yapan ABD li bir pilot tarafından görülmüş ve belirli bir ilgi çekmeyi başarmış. Baskıcı Çin Rejimi yabancı bilim adamlarının bu piramitlerin olduğu bölgede araştırma yapmasına hemen hemen hiç izin vermiyor. Bu bölgeye orada yaşayan insanlarında gişiri kontrollüymüş galiba. Dahası Piramitleri üstüne kum serpip son derece de intizamlı bir şekilde ağaçlandırmışlar. Ağaçlar o kadar  düzgün bir geometriyle dizilmiş ki böyle kendiliğinden oluşmuş havası da yok resmen kasıtlı yapılmış.  Şaka gibi başka söyleyecek söz gelmiyor aklıma.

Çin’in kontrolünde piramitleri inceleyen tek yabancı Hartwing Hausdorf’ tan bir Fotoğraf

Çok güzel saklamışsınız hiç belli olmuyor

Bu piramitlerin en az birkaç bin yıl önce  inşaa edildiği tahmin ediliyor. Bölge her daim Türk bölgesi ve Çinliler’in yukardaki fotoğrafları yaratacak kadar çekindikleri ve saklamaya çalıştıkları bu piramitlerden tarihe dair ezberleri bozacak bilgilere ulaşılabileceği açık.  Uzandan bile görünüyor diye şehir efsanesi türetilen “Duvar”ı dünya turizmine pazarlamak için elinden geleni yapan Çin bu piramitleri tema vakfı gibi 100bin meşe palamuduyla erozyondan korumak için ağaçlandırmıyor herhalde. Bunların Çin tarihine ait Çinlilerin yapıtığı Piramitler olmadığı çok aşikar.  Namuslu bilim adamlarının burada araştırma yapmasıyla Türkler’i  Göktürkler’den başlatıp Selçukluya kadar at sırtında gezen göçebe toplum diye anlatan artık iyice bayatlamış  safsatanın kökünü kazıyacak sonuçlar elde edilir  belki  belli mi olur? Neticede bugün yazıyı bulan kavim olarak kabul ettiğimiz 3000 yıl önce her bakıman çok ileri bir seviyede olan Sümerler’in varlığından haberi yoktu insanlığın 19. asıra kadar.

|

 

Gerçekten gidildi mi? Sovyetlere missileme yapmak için stüdyoda mı hazırlandı? Üzerinde hala türlü tartışmanın döndüğü Neil Armstrong’un Ay’a ilk ayak basmasının 40 yılındayız. NASA bugünün hatrına bazı yeni fotoğraflar da yayınlamış. O değilde eskiden “adamlar Ay’a gitti biz hala neyle uğraşıyoruz” muhabbeti dönerdi artık pek itibar gören bir laf değil.

|

 

 

Herhangi bir konuda ettiği iki üç cümleyi dinleyenin “bu adam iyi bir adam” diye düşündüğü bir insandı.Nefret edilen amigo yazarların fink attığı spor medyasında 42 yaşına kadar Beşiktaş’ta futbol oynamış Vedat Okyar’ı sevmeyen, kıl olan bir tane bile Fenerbahçeli’ye Galatasaraylıı’ya rastlamadım. Allah rahmet eylesin, yakınlarının Beşiktaşlılar’ın başı sağolsun…

|

Çok önceden bugün yürürlüğe gireceği bildirilmişti yasanın. İşletmelere kendilerine bunu hazırlamaları için zaman tanıdılar. Bugünden gerü kapalı alanlarda, yarı açık alanlarda,spor, kültür,eğlence ıvır zıvır yapılan açık alanlarda sigara içmek kesinlikle yasak. Kişiye cezası 69 ytl. Uyarılmasına rağmen kuralı uygulamayan işletmeye cezası 500 ile 5bin ytl arası değişiyormuş.

Hayal meyalde olsa şehirler arası otobüslerde sigara içilebildiği dönemi hatırlıyorum. O ortamda içen içmeyen herkes rahatsız oluyormuştur herhalde. O dönemden bugünlere çok aşama kaydedildi. Zaten kamu binaları, vapurlar gibi birçok yerde sigara yasağı vardı. Takip eden ve ceza kesen olmasa da insanlar genelde uyuyordu bu yasağa benim gördüğüm. Şimdi Kafeler, kafeteryalar, lokantalar,duraklar, kahvehaneler vs birçok yer de buna dahil edildi.  Ne yalan söyliyeyim sigara kullanmayan ve duman altı ortamlardan cidden rahatsız olan birisi olarak benim gayet işime geldi ve hoşuma gitti bu uygulama.

Olayın bir de öbür yüzü var yalnız. Memlekette ciddi sayıda içici var. Bu adamlar sigarayı ne bırakır ne de azaltır bu yasakla. Yemeği beslenmek için değil sırf üstüne sigara tellendirebilmek için yiyen arkadaşım var benim. Şimdi bu insanlar sadece evlerinde  mi sigara içebilecek ?  Yok mekanlarda sigara içenlere ayrı bölüm izni varsa çoğu içmeyenler için maymun kafesi bir bölüm ayırır geçer gibime geliyor. 

Yasağa hazırlık yapan kahve milleti insanları

Mesela kahvehaneler ne olacak?Bu yasak  oralarda ne kadar  etkili olacak çok merak ediyorum. Evde hanımı çocukları zehirlemeyeyim hem de okeyimi batağımı çevireyim diye kahveye gidiyor adam. Kahvehanenin varlık amacı orada sigara içilmesi zaten. Sonra son yıllarda iyice popüler olan ve mantar gibi yurdun dörtbir yanında türeyen nargile kafeler var. Yasak tütün mamülü yasağı olduğundan nargilede bundan nasibini alıyor. Bu işletmeler ne yapacak? Hadi yazın bahçede mahçede içtin kışın mekanı mı kapatacak? Uygulamada orta bir yol bulunamazsa çoğu zamanla kapanır gider bunların.

Ayrıca yasa iyi güzel de ne kadar uygulanacak onu da zamanla göreceğiz. Zaten birçok konuda harika yasalarımız var ama uygulaması olmadığından bir halta yaramıyor. Korsan dvd kitap da yasak memlekette imar izni olmadan bina yapmak da yasak. Gecekonduyu bırak  Dolmabahçe’ye gökdelen dikmiş adam yıkabilen var mı?

Çevreci,gezgin, Guinness Temsilcisi ilginç ve sempatik insan

Mevzu sigarayla mücadeleyse Prof. Dr. Orhan Kural’ı da anmadan olmaz. Sigara ile Savaş Vakfı Onursal Başkanı ve Yeşilay Derneği Danışmanı. Sigara içenlere verdiği tepki ötürü iki defa sağlam dayak yedi.  Kadir İnanır ve Teoman’ı sigara yüzünden mahkemeye verdi ki bu adam başını kaşıyacak kadar boş vakti olmayan günde 4 saat uyuyan birisi. Yeni uygulamaya en çok sevinen ve en çok takipcisi olacak olan O’dur bence. Geçenlerde yere de izmarit atmasınlar içinde bilmemkaç çeşit zehir var bizim sokağımızı toprağımızı zehirlemesinler diyordu. Bakalım ondan sonuç alabilecek mi? …

|

1907 den yola çıkarak her yıl 7. ayın 19 günü saat 19:07 de Dünya Fenerbahçeliler Günü kutlanıyor. Üç-beş kendini bilmez taraftarla başlayan bu olay her yıl daha ciddi bir hale geliyor :)) Takımda pasta keserek kutlamış bu yıl. 3. büyüklerden biri bir halt etse öbürküler hemen arkasından gider. Yüzlerce örneği var bunun. Ama Galatasaray’ın 1905’i Gençlik ve Spor Bayramı’na denk geldiğinden pek şansları yok o yüzden böyle bir işe hiç kalkışmazlar gibime geliyor.. Yazıyı 19 Temmuzun son dakikalarında yayınlasamda yarın saat 19:07 ye kadar teknik olarak bayramdır benim için :))  O zaman şenlikler başlasın diyorum Vur davulcu davula..

|

FİBA 2010 Dünya Şampiyonası bildiğiniz gibi Türkiye’de yapılacak ve maçlar İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’da oynanacaktı. Antalya’da oynanacak olan maçlar Kayseri’ye alınmış. Gerekçe olarak da Antalya’daki inşaatların tüm çabalara rağmen istenen sürede bitirilemeyecek olması gösterilmiş.

Şimdi karar süreci nasıl gelişti, kimler etkili oldu tam olarak bilmiyorum ama mis gibi bir polemik kokusu geldi burnuma. CHP Antalya’yı iktidarın elinden yeni aldı, Kayseri’de tam anlamıyla AK Parti’nin kalesi. Şimdi gel de işkillenme.

|

Garip bir boykot kültürü var bizde. Genel olarak çoşkulu çabuk gaza gelen bir yapımız var ve bazen ,hatta genelde, bu çoşku boş işlere kanalize ediliyor. Son 10 senedir boykot etmediğimiz memleket kalmadı.

Terörist başı Apo İtalya’da diye İtalyan mallarnı boykot kampanyası başladı ve fiat arabasını yakan hatırlıyorum ben bu süreçte.Fransa 1915 olaylarına “Sokırım”  dedi hemen Fransa’yı boykot ettik.

Danimarka’da karikatürler yayınlandı Danimarka ürünlerini,ABD Irak’ı işgal etti, ABD mallarını , İsrail Gazze’yi işgal etti İsrail mallarını ve Yahudi sermayeli şirketleri boykot ettik.

 

Son bir haftadır Çin’in Doğu Türkistan daki katliam haberlerini takip ediyoruz üzülerek. Şimdi’de benzer kampanyalar Çin malları için var. İnternet siteleri kurulmuş vesaire.

Keşke yapılan baskılarla İtalya Apo’ya desteğini çekdi, Fransa soykırım yoktur demeyi suç olmaktan çıkardı, İsrail uzlaşmacı bir tavır sergilemeye başladı, Çin katliamları durdurdu diyebilseydik. Ama sonuçlar ortada. Yapılan en uzun boykotun ömrü 2-3 hafta sürmüştür, sonra hemen hemen herkes normal tüketim alışkanlıklarına geri döner. Bugün hala Ermeni tasarısından ötürü Fransız malı kullanmayan kaç kişi var? İsrail’in zulmü hala dinmedi, Coca Cola yı boykot eden kaç kişi kaldı?  P&G Türkiye’de ne kadar zarar etti ne kadar pazar kaybetti? Bu anlık yükselen boykot furyasıyla yapılan yanlışlara karşı sorumluluğunu yerine getirmiş sanıyor insanlar ve öfkeleri tepkileri törpüleniyor, gazları alınıyor bir bakıma. Pop kültürü açıkça hayatın her alanına sirayet etmiş durumda.

Şimdi dünyada bunlar olurken hiç mi tepki göstermeyelim diyeceksiniz belki. Ben Boykotların varlığına karşı değilim. Boykotlara olan yaklaşıma ve mantık dışı beklentilere karşıyım. Garip ve boş bir kibir var bizim boykot kampanyalarında. Ürün almayarak karşısındakine haddinin bildirileceği gibi bir hava var. Filistinliler , Doğu Türkistanlılar , Iraklılar için yapılan bir kahramanlık bir fedakarlık edası var. O boykotu sırf kendin için, kendine olan saygını korumak için yapıyorsan bir anlamı vardır. Coca Cola içmeyerek o suça  ortak olmaktan kendini kurtardığına inanıyorsan bir anlamı vardır. Yani yaptığın herşey sırf kendin içindir. Yoksa yaptığın boykotun ne o şirketlere ciddi bir zararı olur ne de o zor durumdaki insanlara bir faydası olur.

Neticede ne birbirimizi ne de kendimizi kandıralım. Sorumluluk duygularımızdan böyle ucuz numaralarla sıyrılmaktansa enerjimizi  ve vaktimizi daha iyi işlere kanalize etmek lazım.

|

 

Yarın (Pazar Günü)  saat 17:00 de Doğu Türkistan’a destek mitingi var Çağlayan Meydanı’nda. Organizasyonu başlatan  Saadet Partisi ama yüzlerle ifade edilen sayıda sivil toplum kuruluşu destek vereceğini açıkladı. İlginçtir bunların içinde üç büyüklerin en etkin taraftar gurupları bile var.  Bir siyasi partinin önderliğinde olması sizi rahatsız etmesin derim çünkü benzer bir miting Filistin içinde düzenlenmişti ve politika, siyasi slogan yoktu orda.

voodoo girl den öğrendiğime göre bugün Srebrenitsa katliamının 14. yıldönümüymüş. 10binden fazla insan BM denetimi altında katledilmişti o zaman. Tesadüf ki yıldönümünde dünyanın öbür ucunda benzer bir katliam yapılıyor. Bari onlar için birşeyler yapmaya çalışalım belki dolaylı bir faydası olur. Ateşi söndüremesekte en azından safımızı belli etmiş oluruz…

 

“Hasret Çektim” Uygur Türküsü

|

Doğu Türkistan 50 yılı aşkın bir süredir Çin İşgali altında. İşgalin başından beri kontrollü bir şekilde Müslüman Uygur kimliği ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Uygur Türkleri'nin önde gelenleri sık sık ani baskınlarla gözaltına alınıp onlarca yıl hapislerde tutuluyor, sudan sebeplerle geceden sabaha idam ediliyor, işkenceden geçiriliyor, insanlık dışı yöntemlerle nüfus kontrol altına alınmaya çalışılıyor, hamile kadınlara işkenceler yapılıyor kızlara tecavüz ediliyor, nükleer denemeler hep uygur bölgesinde yapılıyor. Çin'in göç politikasıyla Uygur şehirlerinin etnik yapıları değiştiriliyor ve bölgedeki tüm imkanlar göçmenler için seferber ediliyor. Mesela olayların meydana geldiği Urimçi'de Müslüman Uygur nüfusun oranı % 20 lere düşmün durumda.

50 yıldır süren bu baskı ve zulüm son olaylarla bir ileri safhaya geçti. Bölgeden iletilen haberler Çin resmi kaynaklarına dayandırılıyor ve felaketin asıl boyutu tam olarak bilinmiyor. 150 civarında ölü sayısının binlerle ifade edilen boyutlarda olduğu söyleniyor. Son gelen haberlere göre de Çin ,olaylardan uygurları sorumlu tutan kışkırtıcı yayınlar yapmış ve sokağa çıkma yasağı süresince galeyana gelen Çinliler yüzlerce insanı evlerinde katletmiş. Durum resmen bir soykırıma doğru gidiyor. Sokaklarda gösteri yapan insanları devlet güçlerinin öldürmesiyle başlayan süreç devlet kontrolünde bir soykırıma gebe.

Bizim basına bakıyorum son gelen görüntülere kadar günlerce "Çin'de etnik çatışma" diye küçük puntalarla geçiştirdi haberleri. Bizim memleketteki demokrasi ve insan hakları havarileri nerdeler? Niye kimsenin sesi yüksek çıkmıyor ?

2 İsrail askeri kaçırıldı koca Lübnan talan edildi İsrail haklı bulundu, kendini savunuyordu ya... Srebrenitsa' da katliama çanak tutan askerlere hollanda daha geçen yıl madalya taktı. 1915 de olan olaylara ,sırf insani! hislerle, "soykırım" demek için hayatını vakfeden yazar çizer, akademisyen bozuntuları bugün hiçbirşey olmuyormuş gibi davranıyorlar. Davos'ta gürleyen başbakandan aynı samimiyette bir tepki de Çin'e bekliyoruz ama daha göremedik.

İşin doğrusu merak ediyorum böyle gizli bir oran var da benim mi haberim yok acaba diye 1 İsrail'linin insan hakkı 200 Arab'ınkine , 1 Amerikalı'nın ki 300 Iraklı'nınkine, 100 Boşnak'a, 1 Ermeni'ninkisi 15o Uygur'unkine, 1 Uygur'un ki 50 Ruandalı'ya gibi...

Yılmaz insan hakları savunucularını, Malatya'daki misyonerlere yapılan katliamda sokağa dökülenleri, Hrant Dink için yürüyen yüzbinleri, daha yakın zamanda Madımak yangını ve Başbağlar katliamını anmak için ortalığı ayağa kaldıranları aynı duyarlılığı içinde yaşadığımız zamanda işlenen katliamların durdurulması gösterirken görmek istiyorum. Görmeyeceğimi bildiğimden zaten sizin samimiyetinize inanmıyorum. Hrant Dink öldürülmeden önce ona Türkiye'nin adamı hain diyen diasporanın cinayetten hemen sonra sitelerinde Hrant aleyhindeki yazıları kaldırıp katil Türkiye kardeşimizi öldürdü diye propaganda yapmasından farksız. Bu olaylar turnusol kağıdı gibi işte kimin ne man olduğu ortaya çıkıyor.

Şimdi bu soykırıma kim dur diyecek? BM ler ne zaman sesini yükseltecek mesela? Olayın dünya kamuoyunda ciddi yer bulması için daha kaç Türk'ün ölmesi lazım? Michael Jackson'ın cenazesine 1 milyon kişinin katıldığı ama hergün düzenli bir şekilde öldürülen 100lerce kişiyi kimsenin tınlamadığı saçma sapan bir düzende bir dünyada yaşıyoruz işte.

|