Sezon Açılışı
Geçen gün elimde kumanda haberleri izliyorum, zamanında Çeçenlerin kontrolündeki gemiye helikopterden atlayan Uğur Dündar'ı Diyarbakırspor formasıyla anahaber bülteninde spor dostlukve kardeşliktir mesajı verirken görünce nereden nereye dedim. Selde ölenler çoktan unutulmuştu haberlerde esameleri bile okunmuyordu. Dere yatağına bile bile ev yapan ve ona buna rüşvet vererek ruhsat alan vatandaş yetkilileri suçladı, Akp liler CHP li belediyeyi suçladı, CHP liler Büyükşehir Belediye'yi suçladı, Tayyip evini boşaltması karşılığında 3 tane daire isteyen vatandaşları suçladı ve döngü tamamlandı. Kimsenin başı ağrımadan olay kapandı, şuçlu hepimizdik, suçlu düzendi vs... Yemezler kardeşim, ben masumum. Ne dere yatağına ev diktim ne o evlere ruhsat verdim ne de o adamlardan herhangi birine oy verdim. Herkes kendi muhasebesini yapsın. Öyle suçlu herkes, suçlu bu sistem demekle olmuyor.
Karabuluk cinayeti haberleri de zanlı Cem Garipoğlu'nun yakalanmasıyla zirve yaptıktan sonra eski popülaritesini kaybetti. Usame bin Ladin'den daha gür sakallarıyla, zanlı Cem Garipoğlu'nun Sezercik muamelesi görmesi ilginçti. Garipoğlu aylarca gündemin sıcak maddesi olarak kalırken 2-3 gün önce Diyarbakır Lice'de 14 yaşında Ceylan isminde bir kız cocuğunun vucüdu uzaktan ateşlenen bir silahla paramparça edildi. Bu vahşi cinayet Can Dündar'ın zamparalığı kadar kıymet görmedi . Liceli Ceylan cinayeti Etiler'de bulunan kesik baş cinayeti kadar para kazandırmıyordu herhalde televizyonlara ve gazetelere. Zaten orada çocukların öldürülmesi sık rastlanan bir durumdu ve o kadar haber değeri taşımıyordu. Hep diyorlar ya adam köpeği ısırırsa haber olur o mantık işte.
Son birkaç gündür de gündemin en sıcak olayı ayakkabı fırlatma hadisesi. İki adama iki ayakkabı fırlatıldı. Birincisi bundan aylar önce Irak'ta. Dünyanın öbür ucundan gelip bir milyon insanı öldüren ve giderayak herkesle dalga geçer gibi veda konuşması yapan Bush'a Muntasar El Zeydi tarafından. El Zeydi bunu yaptıktan sonra anında derdest edileceğini, içerde bizzat Bush'un korumaları tarafından sağlam işkenceden geçirileceğini sonra ayakkabı fırlattığı adamın kontrolündeki mahkemelerde yargılanıp bir de içerde işkence göreceğini biliyordu. Ama O tüm bunları göze alarak sadece kendisinin değil belkide tüm Irak'ın itibarını kurtardı. Aksi takdirde ırak Bush'un geldiği, istila ve yağma ettiği, bir milyon insanı öldürdüğü ve duygusal bir şekilde uğurlandığı bir memleket gibi görünecekti. El Zeydi Irak'ta bir halk kahramanı oldu, hapisten çıktığında içerde çok eskitildiği çökmüş vücudundan ve eksik dişlerinden belliydi. Ve ilk sözleri "Ben artık özgürüm, ama ülkem hâlâ esir" dedi.
İkincisi geçtiğimiz günlerde bir vakıf üniversitesinde Birgün Gazetesi editörülerinden Selçuk Özbek tarafından IMF başkanına fırlatıldı. Özbek bu olaydan sonra en azından Türkiye'nin gündemine oturacağını tahmin edilebiliyordu. Bu kadar gözönündeyken gözaltında tartaklanması pek mümkün değildi. Zaten IMF de bir tür halkla ilişkiler çalışması yaparken ortaya çıkan protestocunun kötü muamele görmesinden memnun olmazdı. Göz altına alındıktan hemen sonra serbest bırakıldı. Onu anında NTV nin canlı yayınında gördük. Üzerinden biraz zaman geçti başka bir canlı yayında daha farklı bir tepki veremez miydin? Şekilindeki soruya ben canını sıkacak bir soru sorsaydım CNN haber yapar mıydı? Dedi.
.