Arama Kurtarma Rezaleti
Tarih 19 Ocak 2009… Uludağ’da snow board yaparken kaybolan üniversite öğrencisi Ümit Özgen hayatını kaybetti. Çocuk kaybolduktan 14 saat sonra öldü. Ekipler ona 11 saat sonra ulaştılar. Ailesini aradı, arkadaşlarını aradı mesaj çekti “1 saate donarım, helikopter yollayın, işaret fişeği atın” dedi. Dinletemedi… Seri ihmaller, bürokratik hantallık ve sorumsuzluk gencecik bir çocuğun hayatına mal oldu. Ailesi çok didindi ihmale dikkat çekebilmek için ama seslerini fazlaca duyuramadılar.
25 Mart 2009… Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişiyi taşıyan helikopter düştü. Enkazın yeri 47 saat sonra tespit edildi. O da görevli kurumlar tarafından değil köylüler tarafından. Altı can göz göre göre gitti. İhmalle başlayıp, beceriksizlikle devam eden ve acizlikle sonuçlanan bir süreç.
Kandil dağını BBG evi gibi izleyebildiğini iddia eden, herhangi bir insanın telefonunu canı istediği zaman dinleyebilecek teknolojik donanıma sahip olan devletin arama kurtarma işinde bu kadar aciz olması kabul edilebilir mi? Birileri işini iyi yapmıyor. Sadece en tepedekiler değil her kademede bir ihmal var. 47 saat içinde enkaz yeri tespiti yapamayan, uğraşmasına rağmen beceremeyen bir yapı. Bu yanlışlıkların düzelmesi için illa ki önemli birilerinin mi mağdur olması lazım?
Uludağdaki olaydan sonra organize ve düzgün bir aram kurtarma sisteminin olmadığı teknolojik donanımın ve o donanımı hakkıyla kullanacak çalışanların olmadığı ortaya çıkmıştı. O zaman bu işin üzerine eğilselerdi bugün bunlar olmazdı. Kazada hayatını kaybeden herkese Allah rahmet eylesin, inşallah bu sefer birilerini dersini alır işini iyi yapmaya başlar artık.