1

Tayvan mı oluyoruz ?

Posted by Trevanian on 00:35

Ara sıra paketlenip paketlenip ortalığa salınan “Türkiye İran olur mu? Türkiye Malezya olur mu ?” “Baharda Komünizm gelir mi? furyasına mütevazi bir katkıda bulunmak isiyorum...

Türkiye Tayvan olur mu?


Özellikle Reha Muhtar'ın enkırmenlik denen şeyi yaptığı yıllarda ekranlardan eksik olmazdı Tayvan meclisi kavgaları. Çekik gözlü, minyon, bruş li tipli dayılar/teyzeler Allah yarattı demeyip kafa göz dalarlar birbirlerine. Tayvanlı vekiller bir kere atletiktir. Uçan tekmesinden aparkatına kadar geniş bir yelpazede görsel şölen sunarlar. Yer yer Amerikan Güreşi tadında ekip çalışmalarına bile rastlamışlığım vardır.

Geçen hafta TBMM deki kavgayı izledik. Meclis TV de en tatlı yerinde yayını kesmiş. Olayın gelişmelerini fotoğraflardan takip ettik. Şunu söyleyebilirz ki TBMM asla bir Tayvan Meclisi değil. Bir kere bizimkilerin alayı götlü göbekli amcalar. Tayvandaki dinamizmden, fiziki kaliteden eser yok. Teknik olarak ise bir bildikleri Osmanlı tokadı ve bodoslama gömülen kafalar. Kısacası beğenmedim vekillerin performansını. Tayvan meclisi Premier League ise TBMM ancak Turkcell Süper Lig’dir benim nazarımda. Ayrıca kadınlarımızı da siyasette daha aktif olmaya çağırıyorum. Geçen hafta gördük ki bayan vekiller kavgada aktif bir rol almamışlardır. Modern ve çağdaş Türk kadını mecliste cereyan eden her olayda başrol oynamalıdır. Feodal ve gerici motivasyonlarla bu tip atkivitelerde geri planda durarak sınıfta kalmışlardır. Halbuki Tayvan'da öyle mi??




Olaya gelirsek AKP liler kendi partililerinin yaptığı benzetmeye kendileri köpürdüler. Varsa da içimizde barındırmayız dedikleri adamın iki yıldır içlerinde barındığı ortaya çıktı. Kendi kendilerine gaza gelip yaklaşık yüz kişilik bir gurup MHP saflarına yürüdü. Neticeye baktığımızda kavgadan ağır hasarlı çıkan gene üçyüz küsur kişi olan AKP liler. Ben bunu kendimce MHP li vekillerin talebelik yıllarında ifa ettikleri reislik vazifeleri sırasında toplanıp toplanıp kafalarına göre adam döverken edindikleri tecrübeye ve daha önce kendi kongrelerinde sandalye, mikrofon gibi aksesuvarları da kullanarak giriştiktikleri kavgalardan edindikleri birikime bağlıyorum. Bir yerlerde bir selçuklu askeri üç bizans askerine, bir moğol askeri de oniki selçukluya bedeldi gibi bir orana rastlamıştım. Bizim meclis için de benzer bir tasnifte bulunsak yeridir.

Beni en çok şaşırtan Recep Akdağ oldu. Kavganın vidyosunda izleyemesek de fotoğraflardan gördüğüm kadarızla sessiz sakin hatta biraz mıymıy bir insan portresi çizen sağlık bakanımız Recep Akdağ meğer Osman Durmuş’a karşı on kaplan gücündeymiş. Gözlükleri çıkarmış, kendine güveni gelmiş, tehditler savurmuş, iki kişi zor zaptetmiş kendisini. Gerçekten şaşırdım.

Bir diğer kaydadeğer olay Bülent Arınç’ın kabadayılık girişimi oldu. Bu mecliste Şevket Kazan’ı bile gördük ama ben bu adam kadar hazımsız bir başka siyasetçi görmedim. Adam en ufak bir karşıtlığa bile tahammül edemiyor. Bir de buna vicdan micdan diyorlar. Memleketi Manisa’da yuhalandı, şehit cenazelerine yasak getirdiler. Manisa belediyesini kaybettiler halkı hainlikle nankörlükle suçladı. Vukuatlarını ve patavatsızlıklarını saymaya kalksak ufak bir fasikül çıkar. Şimdi de kalkmış yönetimini beğenmedi diye Güldal Mumcu’nun odasını basıp kendince azarlamaya kalkmış. Faşizm illa ki badem bıyık bırakıp gamalı haç sembolleriyle yahudi kovalamak değildir derken anlatmak istediğim tam anlamıyla budur. Adam bunu yapma hakkını kendinde görüyor. Hadi bir sinirle böyle bir eşşeklik etmiş deyip geçeceğim. Fakat bir gün sonra basın açıklaması yapıp hala “ben onu ikaz etmeye gittim, tavsiye verdim, kötü mü ettim? gibi abuk laflar ediyor. Bu tezinde iddialıysa ben de bir gece ansızın evini basıp kendisini olanca iyi niyetimle “militanlık yapma !” diyerek nacizane ikaz etmek isterim. Şimdi şaka maka biri bunu okusa Ergenekon’dan yargılanırım , davamı da Arınç’a sikast davasıyla birleştirirler. O yüzden hemen mevzuyu kapatıyorum. Ama Bülent Arınç da bir sütoğlandır benim gözümde. Sevmiyorum seni sütoğlan!

Bir de gerçekten üzüldüğüm bir vatandaş var. O da günah keçisi İsmail Hakkı Eser. Garibim tipik bir “ il teşkilatının önde gelen ismi” davranışı sergilemiş. Genel başkanını yıkamış yağlamış bunu yaparken de kantarın topuzunu kaçırmış. Bir istifa edişi var ki, yüzü asık, boynu bükük, ama hala bir yandan da çok sevdiği partisine yalaklanmayı bırakmayan... İçim parçalandı izlerken.



|

1 Comments


maalesef insanların ne kadar kolay faşizme yönlendiklerinin bir kanıtı daha.

Copyright © 2009 BoŞ MuHaBBeT ; Hiçbir hakkı saklı gizli değildir, ortalık malıdır