0

Asimo’nun babası Alamet mi? Ve Ebü’l-İz’i tanıyalım.

Posted by Trevanian on 20:52 in , , ,

robot2

 

171913

Robotlar teknolojinin büyük nimetlerinden. Özellikle üretimi inanılmaz hızlandırıyorlar. En basit robot kol tasarımları bile ciddi bir birikim gerektirdiğinden ileri seviye teknoloji çok az şirkette ve ülkede var.Türk Milleti olaraka bizim gönlümüzde robotikte Japonların yeri ayrıdır. Fatma Girik’in Kemal Sunal’a hediye gelen bir androidi canlandırdığı “Japon işi” filminin bu hayranlıkda ciddi etkisi olduğuna inanmaktayım ya o ayrı.

Araştırmacı-Yazarlarımızdan Oktan Keleş  1889 yılında dönemin Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid tarafından Japon prensine ismi “Alamet” olan bir robot yollandığını ortaya çıkarmış.  Semazen şeklinde olan bu robot her saat başı kollarını açıp yarım metre yürüyor ve sema ederek ezan okuyormuş ve bitince yerine dönüyormuş. Yaptığı işler tek tek bakıldığında mantıklı dursa da birarada oluncabiraz saçma geldi bana doğrusu ama fikir orjinal. 

robot1

 

Yukarıdaki fotoğraftan da anlaşıldığı gibi haftada bir kurmak gerekiyormuş Alamet’i.  Fotoğraflar orjinal Alamet fotoğrafı fakat Yıldız Sarayı’daki yangında biraz hasar görmüşler. Bu olay Alamet kelimesi Nişan anlamına da geldiği için tarihi kayıtlara ‘Osmanlı nişanları, hediyelerle beraber Japon İmparatoru'na takdim edilmiştir” şeklinde geçmiş araştırmacının iddiasına göre. Şu an dünyanın en popüler androidi Asimo’yu yaratan Japonlara zamanında Alamet ilham vermiş ve eşeğin aklına karpuz kabuğunu o düşürmüştür belki kim bilir? 

 image

Ebü’l İz İbni İsmail İbni Rezzaz El Cezeri 

Yeri gelmişken acayip zeki ve yaratıcı bir adamdan  bahsetmezsem olmaz.  Adı Ebü’l-İz El- Cezeri. Yaklaşık 800 yıl önce  Doğu Anadolu’da, Cizre’de yaşamış. Yani müdendisliğin başlangıcı olarak kabul ettiğimiz Da Vinci’den 150-200 yıl önce. Ebü’l-İz yüzlerce sistem tasarlamış ve bunları hayata geçirmiş. Da Vinci’nin birçok tasarımı insanlığa yeni vizyonlar kazandırmış olsa da pratikte çalışmıyor. Ebü’l-İz’in tasarladığı saatler, fıskiyeler, tulumbalar, otomatik kapılar,kaldıraçlar   “tikir tikir” çalışıyor. O bugün Robotiğin, otomasyon sistemlerinin ve sibernetiğin babası olarak kabul edilebilir.

Bu yazı kesinlikle “biz kendi değerlerimize sahip çıkalım, bak adamlar Da Vinci’ye nasıl sahip çıkıyor, yeni nesil çok bozuldu azizim”; “Yok efendim dış mihraklar bizim bunları öğrenmemizi engelliyor” veya “O bundan araklamış, şu şundan araklamış” tadında bir isyan ve sitem yazısı değildir. Böyle bir dahi yaşamış zamanında, haberiniz yoksa bir göz atın, ilginç bir adam  çünkü.

Artukoğulları Beyliği  döneminde yaşayan Ebü’l-İz hükümdarın da isteğiyle çalışmalarını “Makine Yapımında Yararlı Bilgiler ve Uygulamalar” mealinde Arapça bir kitapta toplar. Kitabın orjinali bugün ortada yok ama el yazması kopyalarından bir kısmı Topkapı ve Süleymaniye kütüphanelerinde bulunuyormuş. Bu kitap Avrupada da çok ilgi görmüş,”The Book of Knowledge Ingenious Mechanical Devices  adıyla İngilizce’ye çevrilmiş, bir sürü üniversitede tasarladığı makinalar birebir yapılmış ve çalıştırılmış. İşte o  sistemlerden bazıları buyrun;

 image

Suyu Yukarı Çekmek İçin Tasarlanmış Bir Makina 

 

image

Fil Su Saati

 image

Bu da Fil Su Saatinin yapılmış hali

 

image

 ebuliz2

Hareket için gereken gücü genelde sudan ve hayvanlardan sağlamış. O’nu özel yapan,   kurduğu geri besleme mekanizmalarıyla, çalışırken ayar yapan, kotnrol sağlayan otomasyon sistemler yapması ve kullandığı malzemeler sıradan olmasına rağmen birçok bakımdan çağının  yüzyıllarca ilersinde olan  bir  mucid, bir alim olması. O’nun çalışmalarını inceleyen akademisyenlerin aktardığına göre de makinalarını tasarlarken kendisinden önce yaşamış doğulu-batılı birçok bilginin çalışmalarından faydalandığını da kitabında belirtmiş.

 

Ebü’l İz’in en popüler icadlarından birisi Fil Su Saati. Bu ne şekil bir saat diyenler için kısaca özetlersek;  Filin karnında bir su tankı var onun içinde zamana bağlı olarak batan  bir kabın sayesinde kazanılan hareketle bir top maketin en tepesinden yola çıkıp üç beş afilli hamlenin ardından bir çana düşerek ses çıkartır ve böylece yarım saatlik bir sürenin geçtiği anlaşılır. Saati ve dadikayı da gösteriyor tabi sadece alarm değil :)

Son olarak da  merdiven çıkarken düşünce Türk hayranlarından “Zaten son zamanlarda çok şımarmıştı, iyi oldu ” yorumları alan ama Ozan Orhan gibi zayıflayıp ekranlara bomba gibi dönen Asimo’dan şık bir dans izliyoruz….


|
2

İMZA

Posted by Trevanian on 12:30

 

imza-oto

Yıllar önce bir sabah uyandım hangi kanalı açsam Jet Fadıl var. Dedim adam darbe yaptı heralde, tüm kanallardan  halka sesleniyor. Meğer hepsine basmış parayı hiçbir zaman varolmayacak arabası İMZA nın tanıtımını yapıyormuş. İlkin herkes helal olsun dedi. Efenim Siirt’e araba fabrikası kuracaktı, bölge kalkınacaktı, vatandı, milletdi, sakaryaydı ortalık toz duman. Sonra millet inceden kıllanmaya başladı,yaparsın yapamazsın tartışmaları çıktı. Bir tv programında   aslında kendisinden pek de hazzetmediğim Fatih Altaylı suratına “sen bu fabrikayı dik ben televizyonda eşek gibi anırırım”  deyip “Almanya’daki saf vatandaşlara sesleniyorum ben de Van’da otomobil fabrikası kurucam, hem benim ailemin arazileri de var, paralarınızı buna değil bana verin”  diye eklemiş ve dalgasını geçmişti.

Jet Fadıl bu sfer yeşil sahalarda görmeye başladık. Futbola da önce “Proton 5x5” forma reklamlarıyla bulaştı. Sonra kesmedi Siirt Spor’u alıp Siirt Jetpaspor yaptı. Alpay, Oktay, Sergen gibi sansasyonel transferlere imza attı ama hatırladığım kadarıyla hiçbiri Siirt forması giymediler. Bu dönemde Jet Fadıl kara para aklıyor dedikoduları  ayyuka çıktı. Sonra Fadıl’ın fos olduğu anlaşıldı. Toplanan paralar hemen hemen benzer tüm organizasyonlardaki gibi geri ödenemedi, Fabrika kurulmadı, İmza yalan oldu, Jet Fadıl’a yurtdışı yasağı geldi, Milletvekili seçildi sonra yeterliliği olmadığından iptal edildi ve tutuklama kararı çıktı. Hızlı yükseldi sert düştü vesselam.

25trfs18_fadil

Bugün itibariyle denk geldiğim birkaç habere göre hakkındaki iddialar zaman aşımına uğramış ve Jet Fadıl Siirtspor’un  başına tekrar geçmiş. Bıyığı da kesmiş yeni imaj yapmış. Yanına eski Lejyonerimiz, Türkiye Ligi’nde oynarken  düzenli olarak Hakan Şükür’ün burnunu kıran ama Avrupa Şampiyonasında FairPlay  erbablığı tutan Alpay Özalan’ı yönetici olarak almış.  Gene iddialı, gene hırslı Jet Fadıl. Siirt’e 100bin kişilik Stad vaad etmiş de nufusu ne kadar Siirt’in onu merak ettim. Kafadan  500bin nüfuslu ve futbol tutkunu bir şehir olması lazım herhalde 100bin kişikik stada sahip olmak için. 

Ben O’nun gözünde Banker Bilo’daki Maho’nun  “ Yaptım , yaptım ama bi sor bakalım niye yaptım ? “ bakışını, ışığını ve vizyonunu gördüm doğrusu. Dur bakalım neler olacak.


|
0

Ortaya Karışık

Posted by Trevanian on 22:29

Yaklaşık on gün memleketimde gürültü patırtıdan uzak şekilde kafa dinlemekteydim. Dün akşam Kütahyalılar Turizm’in otobüs kullanırken bir taraftan da kafasının iki metre üstündeki minyon televizyondan Kurtlar Vadisi izleyen şoförüne rağmen sağ salim İstanbul’a geldim. Bundan sonra da Kurtlar Vadisi gününde Kurtlar Vadisi saatinde yolculuk yapmama kararı aldım. Neme lazım, sakata gelmeyelim.

efesfbuler12112006

Tatil zamanı spor piyasası hareketliydi. Türkiye’de Fener – Efes , NBA de Lakers- Magic finali serileri vardı. Efes’i ikinci maçta enteresan bir son iki dakika oynayarak yenince, “Abdi İpekçi de Mirsad, Solomon gibi taraftardan gaz alan adamların performansıyla seriyi 4-0 a getiririz” diye düşünüyodum. Hatta şimdi İstanbulda olup, Abdi İpekçi’de maç izlemek, futbolda yüzümüzün gülmediği şu sezon basketbolda moral bulmak vardı diye içimden geçirdim. Üçüncü maçı bu sefer enteresan bir maç sonu oynayarak Efes kazanınca “rehavet abicim, 3-1 e olur öbür maçta” dedim. Evden çıkmadan biraz önce ikinci periyot bitmişti ve Efes öndeydi. İstanbul’a varınca sonucuna baktım seri 2-2 ye gelmiş. Efes en hafif tabiriyle mahcup! etti beni hem de üst üste iki kere.

Özellikle dördüncü maçta tribünlerde ciddi sayıda futbol taraftarı olduğunu düşünüyorum. Alakasız zamanlarda gaza gelip sahaya eline geçirdiğini atan, ihtiyaç duyulduğunda da sus pus olan bir tribun gördüm ben. Hepi topu 13bin kişilik salon. Maç izlemeye niyetin yoksa gitme kardeşim her türlü dolar orası. Kapalı olduğundan akustiğide güzel her türlü baskı kurulur rakibe. Bir şehir efsanesi dolaşıyor ortalıkta büyük bir takımın popüler bir taraftar gurubunun ikinci periyottan sonra maç bitti diye salonu terkettiğine dair. Doğru olabileceğine ihtimal veriyorum artık :)

97dcec93-dfb3-4e43-b529-5df6f2364110

NBA de Hido’nun maçlarını canlı izleyeyim diye gece üçe dörde kadar beklerken televizyonda bol bol kanal gezdim. Çoğu kanal eski dizilerin,programların tekrarları koymuş o saatlere. Hemen hemen hepsi berbatmış. Yirmi dakikadan fazla tahammül edilmiyor herhangi birine. Fox da bir komedi programı var, adamın yaşama sevincini alır o derece. Neyse zamanında Sacremento’da otobüs bekleyenler denen gurubun içinde olan hucümda eline doğru düzgün top bile değmeyen Hido’yu o final maçlarında kader belirleyen bir oyuncu olarak görmek göğsümü kabarttı ne yalan söyleyim. Bir de hazır La Liga yıldızlarla donanmışken Murat Kosova futbol maçlarını da anlatsın dedim içimden.

Futbolda da gündem bir Mehmet Topuz’dur gidiyordu. Ona gitti, buna geldi bilmem ne. Topuz’a sadece Fenerbahçe maçlarında milli maç oynar gibi gazlı oynadığından uyuz olurdum zaten. Koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler hesabı yabancı kısıtlamasında vasatın biraz üstündeki bir adam Messi muamelesi görüyor. Zamanında Ali Şen, Tarık için böyle çetrefilli işlere girmiş, kaçırmıştı falan. O Tarık’tan bi halt olmadı. Birinci ligde bile tutunamadı, bi ara Çin’e gitti. Sonra geldi ikinci ligde sürünürken uyuşturucu kullandığı için takımından kovuldu falan bi dünya rezillik. Mehmet’in sonu benzemesin ne diyelim. Allahtan Real Madrid ikinci Perez döneminde transfere ilkinden daha hızlı şekilde girdi de gümden değişti. Ronaldo ve Kaka’ya harcanan paralar yavaş yavaş aşağılara doğru dağılırda kriz zamanı transfer piyasası hareketlenir biraz. Büyükler para harcamadığı zaman kilitleniyor zincir. Bir de yaklaşık on yıl önce bence dünyanın en kaliteli ligi olan Serie A ne hale geldi. Şike olayları çok baltaladı ligi.

image

Yarın da Öss varmış. Bu gece uyuyamayan çok olur. Tvler yarın yanınıza çikolata su alın, bir saat önce okulda olun, stres yapmayın!, işi olmayan sabahtan trafiğe çıkmasın gibi hayati tüyolar veren uzmanlarla dolar, yarın tüm gazeteler Öss eki verir. Girenlerin Allah yardımcısı olsun ama her halükarda çoğu açıkta kalmak zorunda ne yazık ki …


|

Copyright © 2009 BoŞ MuHaBBeT ; Hiçbir hakkı saklı gizli değildir, ortalık malıdır